19 Mayıs 1919, yalnızca bir tarih değil; bir milletin küllerinden doğduğu, umutla yeniden ayağa kalktığı kutsal bir gündür. Bu özel gün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Kurtuluş Mücadelesi’ni başlattığı, bağımsızlık meşalesinin yandığı tarihtir. Her yıl kalplerimizde coşkuyla, minnetle ve sevgiyle kutladığımız 19 Mayıs, aynı zamanda gençliğe armağan edilen bir bayramdır.
19 Mayıs, yorgun ama boyun eğmeyen bir milletin yeniden doğuşunun simgesidir. Atatürk, Türk milletine olan sonsuz inancını bu tarihte bir adım atarak göstermiş; milletin azmi ve kararlılığıyla birleşen bu adım, tarihe altın harflerle yazılmıştır. Bu özel gün, gençliğin omuzlarına bırakılan kutsal bir emanettir. Çünkü gençlik, bir milletin yarınlara açılan penceresidir.
Her 19 Mayıs’ta dalgalanan bayraklar, yankılanan marşlar ve Atatürk’e duyulan sevgiyle dolu törenler, bize bir şeyi tekrar hatırlatır: Bu topraklar, fedakârlıkla yoğrulmuş, inançla korunmuş, sevgiyle sahiplenilmiştir. 19 Mayıs, sadece geçmişi anmak değil; geleceği daha aydınlık kılmak için verilen bir sözdür.
Bugün, Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” diyerek işaret ettiği gençler olarak onun mirasına sahip çıkmak en büyük görevimizdir. 19 Mayıs, sadece bir bayram değil, bir ruhun, bir sevdanın, bir milletin ortak vicdanıdır. Sevgiyle, birlikle ve inançla her yıl bu ruhu yaşatmak; geçmişe saygımızın ve geleceğe olan sorumluluğumuzun göstergesidir.
Unutmayalım ki; “Birlikten kuvvet doğar.” 19 Mayıs, birlikle doğan bir milletin yeniden dirilişidir.
Not: Yapay zeka ile hazırlanmıştır: Adnan Güney